Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Boncuk
ifadesini içeren
30
kelime bulundu...
abeket
(Çoğulu: Abekât) Tâne, az şey.
Tuluk içinde kalan yağ bakiyyesi.
Ekmek parçası.
Yılan başı dedikleri ufacık akça boncuk.
ahrac
(Tekili: Hırc) Hayvanların yular, tasma ve palanlarına dizilen boncuklar.
bezim
Boncuk dizilen iplik.
bicade
Alaca boncuk.
büsed
Kırmızı boncuk.
Mercan.
ce'cee
Geri durdurmak.
Deveyi suya çağırmak.
Eşek boncuğu denilen bir boncuk.
ceş
Mavi boncuk.
(Farsça)
cümame
(Çoğulu: Cümâm) Yuvarlak inci. Kıymetli taş. Gümüşlü boncuk. Büyük inci tanesi. Gümüşten yapılıp dizilen inci gibi toplar.
cümaz
Gümüşlü boncuk.
derdebis
Belâ.
Zahmet.
Boncuk.
Yaşlı kişi.
fal
Atılan boncuk ve baklaya, koyunun kürek kemiğine ve benzerlerine bakmak sûretiyle gaybdan, gelecekten haber verme işi.
falcı
Fala bakan, gaybı bildiğini iddiâ eden. Gaybı anlamak için güyâ bir takım vâsıtalara mürâcaat eden kimse. Atılan boncuk ve baklaya, koyunun kürek kemiğine ve sâir şeylere bakıp bunlardan manâ çıkarır görünen; gaybden haber verdiğini iddiâ eden kimse.
fetase
Yassı çökük burunlu olmak.
Büyük boncuk.
füseyfisa
Küçük boncuk taneleriyle veya taş ve cam parçalarıyla süslenmiş satıh.
hadad
Küçük, beyaz boncuk.
hareze
(Çoğulu: Harez-Harezât) Boncuk.
hinme
Boncuk adı.
hirc
(Çoğulu: Ahrâc) Yılan başı dedikleri ufak beyaz boncuk.
Günah.
Göz kamaşmak.
inhirat
Bilmediği bir işe danışmadan girişme.
Zarar verme, ziyana sokma.
İpliğe boncuk dizme.
Beden çelimsizlenip zayıflama.
Bir yola süluk etme, girme.
ıtfet
şefkat, merhamet.
Boncuk.
kerar
Arap kadınlarının takındıkları boncuk.
kudas
Gümüş boncuk.
mercan
Denizde geniş resif meydana getiren ve mercanlar takımının örneği olan hayvan ve bunun kalkerli yatağından çıkarılan çoğu kırmızı renkte ve ince dal şeklinde bir madde. Bu madde boncuk gibi süs eşyası olarak kullanılır. Mercanlar ancak 40 metre kadar derinlikte yaşayabilirler.
mühre
Cilâ için kullanılan küçük yuvarlak cisim. Deniz böceği kabuğu.
(Farsça)
Her nevi yuvarlak cisim.
(Farsça)
Billurdan yapılı küçük kap.
(Farsça)
Çekiç.
(Farsça)
Cam boncuk.
(Farsça)
Omurga kemiği.
(Farsça)
resve
(Çoğulu: Rasa) Kadınların kollarına boncuktan veya inciden yaptıkları kolbağı.
sarfe
Boncuk.
Nurlu bir yıldız ismi.
saydelan
(Çoğulu: Sayâdile) Boncuk ve hırdavat satan çerçi.
saydelani / saydelanî
Boncukçu, çerçi.
sels
Beyaz boncuk dizilen iplik.
simt
(Çoğulu: Sümut) Boncuk veya inci dizilmiş iplik.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
İttifakla
istimdat
Allahu teala
hamame
teyakkun
istinad
payan
Makam-ı fahr
nayi
havv
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Boncuk
boş yere
Camus
Bismi
cus
istinad
Osmanlı Tarihi
Kardeş
Ateşli gönül
ticarette