REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Bent ifadesini içeren 23 kelime bulundu...

ahbas

  • (Tekili: Habs) Su bentleri, havuzlar.
  • Hapisler, zindanlar.
  • Gayr-ı meşru vakıf yerler.

amme / âmme

  • Tülbent sargı.
  • Su içinde üstüne binip yüzülen şişirilmiş tulum.
  • Umumi. Herkese ait.

babet

  • Bent, fırka. (Farsça)
  • Münasip bir şey. Taalluk, münasebet, alâka, ilişki. (Farsça)

başame

  • Kadınların örtündükleri yaşmak. Tülbent, başörtüsü. (Farsça)

bend

  • Bent, bağlanmış.

berig

  • Set, bent. (Farsça)

bilvasıta

  • Vâsıta ile. Birisinin vâsıta olması, aracılığı ile.
  • Edb: Terci' ve terkib-i bentleri teşkil eden parçaları birbirine bağlayan beyit.

destar

  • Sarık, imâme, başa sarılan tülbent. (Farsça)

dülbent

  • Tülbent. (Farsça)

guşe-bend

  • Köşebent. (Farsça)
  • Ciltli kitaplarda kapağın dört köşesine yapılan süsleme. (Farsça)

hisar

  • Kuşatma, etrafını alma.
  • Etrafı istihkamlı kale, bent.

ıcre

  • Başına tülbent sarmak.
  • Besili ve semiz olmak.

iftiat

  • Başa tülbent sarmak.

kalemkar / kalemkâr

  • Tülbent veya ince kumaş üzerine fırça ile şekiller yapan yazmacı. (Farsça)
  • Maden üzerine kazarak şekiller yapan kimse. (Farsça)
  • Duvar veya tavanlara süs yapan, nakkaş. (Farsça)

meslaha

  • Sınır kalesi. Derbent.

musarra'

  • Edb: İki mısra'ı da kafiyeli olan beyit. Bir mısra'ı kafiyeli olana "Müfred" denir.Musarra' beyte, gazel veya kasidenin baş tarafında bulunursa; matla; terci' ve terkib-i bentlerin arasında bulunursa; vâsıta tâbir olunur.

müsebba'

  • Edb: Yedişer mısralı bentlerden müteşekkil nazım.

müsemmen

  • Edb: Sekizer mısralı bentlerden müteşekkil nazım.
  • Sekiz renkli. Sekiz parçadan meydana gelen.
  • Fık: Paha biçilmiş ve takdir edilen kıymet karşılığında satılmış olan şey.

müsennat

  • (Çoğulu: Müsenneyât) Su bentlerinin veya arkların kenarı.

müsenneyat

  • (Tekili: Müsennât) Arkların veya su bentlerinin kenarları.

mütekerrir

  • Tekerrür eden. Tekrar. Tekrar olan. Mükerrer olan.
  • Edb: Murabbâ, muhammes, müseddes bentli manzumelerin birinci bendi sonunda tekrar edilmiş olan mısra.

sarık

  • Kavuk, fes, takke gibi başlıkların üzerine sarılan tülbent veya şal.

sibb

  • Tülbent. Baş örtüsü.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın