Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Baz
kelimesini içeren
47
kelime bulundu...
aba / abâ
Bazı dervişlerin ve ilmiye mensuplarının giydikleri yünden yapılmış bir giysi.
abdal / abdâl / آبْدَالْ
Bazı manevi işlerde vazifeli olan evliyadan bir topluluk.
arz-ı beyza / arz-ı beyzâ / اَرْضِ بَيْضَا
Bazı evliyanın misal âleminde gördükleri beyaz (nurlu) dünya.
ba'zan / بعضا
Bazen, kimi zaman.
(Arapça)
ba'ziyet
Bazılarına âit oluş. Herkese âit olmama. Herkesle alâkalı olmama. Bir şeyin bir kısmı ve bir miktarı.
bakteri tedavisi
Bazı hastalıkların tedavisinde ölü veya canlı bakterilerin kullanılması ile yapılan tedavi.
barotaksi
Bazı tek hücreli canlıların basınca göre hareketleri.
(Fransızca)
baroterapi
Bazı hastalıkların basınçlı hava ile tedavisi.
(Fransızca)
baziyet / bâziyet
Bazenlik, bazılık.
belh
Bazan, sivâ (gayri) manasını ifâde eder.
bem
Bazı sıfatlara katılarak mübalağa beyan eder.
dembedem
Bazan. Vakit vakit. Arasıra.
(Farsça)
dogmatizm
Bazı fikirleri her zaman doğru ve değişmez kabul eden felsefe.
en'am / en'âm
Bazı Kur'an âyetlerinin veya sûrelerinin bir araya getirilmesiyle ortaya çıkarılan dua kitabı.
farzıkifaye / farzıkifâye
Bazı müminlerin yapmasıyla sorumluluktan kurtulunan vazife.
fennin iliştiği
Bazı materyalist bilginlerin maddî ilimleri kullanarak Kur'ân'daki bazı âyetlerin gerçek dışı olduğunu ileri sürmeleri.
ferve
Bazı hayvanların makbul olan derileri. Kürk.
(Farsça)
fetişizm
Bazı eşyaları putlaştırıp aşırı düşkünlük gösterme.
fobi
Bazı şeylere karşı duyulan korku.
gah başed gah nebaşed / gâh bâşed gâh nebâşed
Bazı olur, bazı da olmaz.
gane / gâne
Bazı sayıların sonlarına eklenerek "lik" halinde sıfatlar yapılır. (Meselâ: Cihâr-gâne: f. Dörtlük.)
(Farsça)
hazf ve kalb
Bazı harflerini silme ve ters çevirme; misâl olarak müdriken kelimesinin bazı harflerini silerek Arapça kök harfleri olan d-r-k'nin k-r-d (kürd) olarak ters çevrilmesi gibi.
hizb
Bazı duaların ve ayetlerin bir araya getirilmesiyle oluşan kitap.
hortlak
Bazıların hakikatsız ve batıl inanışına göre mezarda dirilip geceleri çıkarak dolaştığı tevehhüm edilen ölü. Cadı, vampir.
huruf-i mukattaa
Bazı surelerin başında bulunan ve ayrı ayrı okunan harfler.
huruf-u mukattaa / hurûf-u mukattaa
Bazı sûre başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre niteliğinde olan harfler (Yâ sin, Elif lâm mim, Ha mim vb.).
Bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan Arapça hece harfleri.
ibşas
Bazı bitkilerin veya çiçeklerin birbirine sarılıp karışması.
it'amiyye
Bazı vakıf müesseselerinde fakirlerin doyurulması için ayrılan tahsisat.
jimnaz
Bazı memleketlerde orta tahsil müesseselerine verilen isim. İdadî mektebi.
kah / kâh
Bazan.
Bazen.
kuyud-u ihtiraziye / kuyûd-u ihtiraziye
Bazı hakların kullanılabilmesi için öne sürülen şartlar ve çekinceler; tedbir ve çekince kayıtları.
ma-i zaide / mâ-i zâide
Bazı edat ve fiillerin sonuna fazladan olarak gelir.
medar-ı mesuliyet / medâr-ı mesuliyet
Bazı suçlardan sorumlu tutulma sebebi.
meşmeşiye
Bazı evliyanın keşfen gözlemledikleri gaybî veya misâlî bir âlem.
mıknatıs
Bazı metalleri çeken madde.
mukattaat
Bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan kesik harfler.
mukattaat-ı huruf / mukattaât-ı huruf
Bazı sûrelerin başlarında bulunan ve birer İlâhî şifre özelliğini taşıyan kesik harfler.
müzill
Bâzı kullarını aşağı ve zelîl eden mânâsına Allahü teâlânın Esmâ-i hüsnâsından (güzel isimlerinden).
nijm
Bazı kış sabahları inen koyu sis.
(Farsça)
semavi suhuflar / semavî suhuflar
Bazı peygamberlere gelen sahifeler halindeki küçük kitaplar.
sical
Bazen aleyhte bazen lehte.
şiddet-i ihtiyacın sevki
Bazı şeylere duyulan şiddetli ihtiyacın yönlendirmesi.
suhuf
Bâzı peygamberlere gelen sahife halindeki kitaplar.
suhuf-u semaviye / suhuf-u semâviye
Bazı peygamberlere gelen sahifeler halindeki küçük kitaplar.
ukul-ü aşere / ukûl-ü aşere
Bazı eski felsefecilere göre kâinatı idare eden on akıl; birincisi Allah'ın yarattığı akıl, diğerleri de ondan türemiş akıllar.
Bazı eski felsefecilere göre kâinatı idare eden on akıl (Onlara göre birinci akıl Allah'ın yarattığı akıldır, diğerleri ise, her biri, sırasıyla bir sonrasını türetmiştir.).
ülkü
Bazı öz türkçecilik taraftarlarınca kullanılmış bir kelimedir. Divan-ı Lügat-ıt Türk'te "Peyman" mânasına geldiğine merhum A. Hamdi Elmalılı işaret ediyor: "Ahd ü misak" da denir. Emanî, ideal mânâsına kullananlar varsa da yanlıştır.
vehhabilik / vehhâbîlik
Bazı konularda aşırılıkları olan dinî bir anlayış.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
binasib
zafet
ŞEHR-İ
Zeyn
tahriren
vaveyla
vafi
merd
asa
erbab
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Baz
Japon
FAYDASIZLIK
Öde
Ceylan yavrusu
es vermek
Şey
Fikar
ekim
kim ki