REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Arz kelimesini içeren 47 kelime bulundu...

amal / âmâl / آمَالْ

  • Arzular.

amil

  • Arzusu, isteği olan.

arzu-şikesten

  • Arzunun olamaması, yerine gelmemesi. Hayâl kırıklığı, inkisar-ı hayâl. (Farsça)

arzukeş / arzûkeş / آرْزُوكَشْ

  • Arzulu, istekli.
  • Arzulu.
  • Arzulayan.

bahre

  • Arz, belde.

bi-lisan-il-arz

  • Arzın diliyle. Yeryüzünün lisân-ı hâliyle.

bilisan-ı arz

  • Arzın, yerin diliyle.

daiye / dâiye

  • Arzu, hırs, gerektirici sebep.

ehass-ı emel

  • Arzu ve emellerin en özeli.

ehl-i şevk

  • Arzu, istek ve neşe sahipleri.

emel / امل / اَمَلْ

  • Arzû, hırs, tamah.Çalış ibâdet et bırak emeli, Son nefese kadar bırakma ameli.
  • Arzu, istek, gaye.
  • Arzu. (Arapça)
  • Arzu.

hahişger / hâhişger

  • Arzulu, istekli.
  • Arzulayan. İsteyen. İstekli. (Farsça)
  • Arzulayan.

hanin / hanîn

  • Arzudan gelen inleme, sızlanma.

haşas

  • Arz haşereleri.

hem-hah

  • Arzu ve talebleri aynı olan, aynı istekleri olan. (Farsça)

hevesat

  • Arzu ve nefsâni emeller. Boş, bâtıl ve günahlı şeylere dâir olan istekler. Hevesler. (Farsça)

hevesi / hevesî

  • Arzu ve isteklerle ilgili.

ibadat-ı maruza / ibâdât-ı mâruza

  • Arz olunan, takdim edilen ibadetler.

ilm-i tabakat-ül arz

  • Arzın tabakalarından bahseden ilim. Jeoloji.

iştiyakla

  • Arzu ve istekle.

kafr

  • Arz. Çöl. Beyâban.

kame / kâme

  • Arzu, istek, meram, gaye, maksad. (Farsça)

kamran / kâmran

  • Arzusuna nâil olan, bahtiyar, mes'ud. (Farsça)

kuvve-i şeheviye / قُوَّۀِ شَهَوِيَه

  • Arzulama duygusu.

lazımü'l-arz / lâzımü'l-arz

  • Arz edilmesi gerekli olan.

ma'razgah / ma'razgâh

  • Arzolunan yer, sergi.

ma'ruzat / ma'ruzât / مَعْرُوضَاتْ

  • Arz olunanlar.

maruz / mâruz

  • Arzolunan, verilen, anlatılan, karşı karşıya kalan.

maruzat / mâruzât

  • Arz edilen, sunulan şeyler.

maruzat-ı hususiye / mâruzât-ı hususiye

  • Arz edilen, sunulan özel bir mesele.

marzi / marzî

  • Arzu edilen, razı olunan.

meram

  • Arzu, istek.

merkez-i arz

  • Arzın merkezi. Dünyanın merkezi, iç tarafı.

mihver-i alem / mihver-i âlem

  • Arzın merkezinden geçerek semâ küresini her iki tarafta kesen mevhum hat.

mihver-i arz

  • Arzın kuzey ve güney kutupları arasında uzanıp, merkezden geçtiği farz olunan hat.

münye

  • Arzu edilen, istenilen şey. Maksad. Temenni olunan.

murad / murâd / مُرَادْ

  • Arzu, istek, dilek.
  • Arzu.

muragabet

  • Arzu etme, dileme.

murat

  • Arzu, istek, amaç.

müştak olan

  • Arzulu, istekli, düşkün.

nail / nâil / نَائِلْ

  • Arzusuna eren.

nazar-ı heves

  • Arzulu bakış.

püriştiyak

  • Arzu ve istekle dopdolu.

şevk / شَوْقْ

  • Arzu, istek.

tavk

  • Arzu etmek, istemek.

temenni / temennî / تَمَنّ۪ي

  • Arzu.

vareste-i arz / vâreste-i arz

  • Arz etmekten beri, uzak.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın