REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Alikoymak ifadesini içeren 11 kelime bulundu...

nehy-i anil münker

  • Günahlardan ve kötülüklerden sakındırmak, alıkoymak.

hisbet

  • İyiliği emr edip kötülükten alıkoymak husûsunda, hükûmet adamlarının bizzat işe karışıp gerekeni yapmaları. İhtisâb da denir.

i'tiyak

  • Alıkoymak, engel olmak, mani olmak.

ihsar

  • (Hasr. dan) Birisini işinden alıkoymak.
  • Fık: Hac için ihrama girmiş bir zâtın, Arafat'ta durmakla ziyaret tavafından; ve umre için ihrama girmiş bir kimsenin de tavaftan men edilmesi. Böyle men edilen zâta "muhsar" denir.
  • Kısaltma, kısalma.
  • Sıkıştırma.

mekir

  • (Mekr) Hile. Aldatma. Oyun. Düzen. (Birisinin kötü veya iyi hâllerini öğrenmek veya kötülüğe sevketmek ya da gayesinden alıkoymak için yapılır.)

men' / منع

  • Engel olma, alıkoyma. (Arapça)
  • Engel olunma, alıkonulma. (Arapça)
  • Yasaklama. (Arapça)
  • Yasaklanma. (Arapça)
  • Men' edilmek: Yasaklanmak. (Arapça)
  • Men' etmek: (Arapça)
  • Engel olmak, alıkoymak. (Arapça)
  • Yasaklamak. (Arapça)
    • (Arapça)

    rehn

    • Bir sebebden dolayı bir şeyi habsetmek, alıkoymak; ödenecek mal karşılığında bir malı, alacaklıda veya başka emin bir kimse elinde emânet bırakmak. İpotek etmek.

    sabr

    • Acıya ve zorluğa katlanmak.
    • Bir musibet ve belâya uğrayanın telâş ve feryad etmeyip sonunu bekleyip tahammül ile katlanması.
    • Muharebede şecaat gösterme.
    • Bir kimseyi bir şeyden alıkoymak.
    • Öğrendiği bir şeyi başkasının da öğrenmesi için tâkat getirmek.

    ta'vik

    • İlerlemesine mâni olmak. Geciktirmek.
    • İşinden alıkoymak.

    tahavüz

    • Birbirini cenkten men'etmek. Dövüşten alıkoymak.

    vakf

    • Bir kimseyi veya bir şeyi alıkoymak, durdurmak. Kımıldatmamak.
    • Hareketten fariğ olmak, imsak etmek. Hapsetmek. Aslâ satılmamak, başka şeye tebdil olunmamak şartı ile bir mülkü Allah yoluna vermek. Menfaatı hayır nevilerinden birisine âit olmak üzere bir mülkü ilelebed vermek.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın