afyon müddeiumumiliği / afyon müddeiumumîliği

• Afyon savcılığı.

afyon müddeiumumisi / afyon müddeiumumîsi

• Afyon Savcısı.

afyon polishanesi

• Afyon karakolu.

alamescid köyü

• Afyon'un Sandıklı ilçesine bağlı bir köy.

beng

• Bir bitki ve tohumu ki, afyon gibi uyuşturan, keyf verici olarak da kullanılan bir madde. Esrar. (Farsça)
• Atlas üzerine işlenmiş sırma işlemeli bir çeşit kumaş. (Farsça)
• Küçük çitlenbik. (Farsça)

berş

• Afyon şurubu, keten yaprağı ile yapılan bir nevi sarhoş edici mâcun. (Farsça)
• Arzu, gönül isteği. (Farsça)

beyun / beyûn

• Afyon. (Farsça)

efyun / efyûn / افيون

• Haşhaştan çıkarılan uyutucu madde. Afyon. (Farsça)

• Afyon. (Farsça)

efyun-keş

• Afyon kullanmaya alışmış olan. Afyon tiryakisi. (Farsça)

haşhaş

• Kapsüllerinden uyuşturucu bir madde olan afyon; tohumlarından da yağı çıkarılan bir bitki.
• Hazırlıklı.
• Silâhlı ve zırhlı topluluk.

narkotik

• yun. Afyon, morfin gibi uyuşturucu maddelerin genel adı.

tırrak

• Tiryak, ilâç.
• Afyon.

tiryak / tiryâk / تریاک

• Panzehir. (Arapça)
• Afyon. (Arapça)

tiryaki

• Afyon kullanmağa alışmış, afyonkeş.
• Keyif verici şeyler kullanmağa alışık olan.
• Mc: Huysuz, aksi, titiz.

üçüncü medrese-i yusufiye

• Afyon hapsi.