Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Acaŕ
ifadesini içeren
17
kelime bulundu...
ahen-be
Dokunacak bezin veya çulhanın iki yanına konan demirli ağaç. Bu demirli ağaç bezin buruşukluğunu da açar.
(Farsça)
arşidük
Avusturya ve Macaristan İmparatorluk hanedanı prenslerine verilen ünvandır ve "Büyük Düka" demektir. Türkçe'de Arşuduka da denmiştir.
(Fransızca)
banka
İtl. Faizle para alıp veren, kredi, iskonto, kambiyo işlerini gören ticari kuruluş.Faiz dinimizde günahtır. Bankalar dar gelirlilerin paralarını faiz karşılığı toplar, zenginlere daha yüksek faizle verir. Bunlar dar gelirlilerin tasarruf ettikleri paralarla bir iş yeri açar, bir mal üretir ve bu mal
engürus
Macar.
Macaristan.
falık-ül habbi venneva / fâlık-ül habbi vennevâ
Tohum ve çekirdekleri açarak büyüten (Allah C.C.)
falıku'l-habbi ve'n-neva / fâlıku'l-habbi ve'n-nevâ
Tohum ve çekirdekleri çatlatıp açarak filiz çıkaran Allah.
fatihane / fâtihâne
Fethederek, açarak.
izhar
Açığa vurma. Meydana çıkarma.
Göstermek. Zâhir ve âşikâre ettirmek.
Yalandan gösteriş.
Tecvidde, iki harfin arasını birbirinden ayırıp açarak ihfâsız, idgamsız olarak okumaya denir. Bu sıfatın harfleri Huruf-ı halk denilen harflerdir.
lacerem
şüphesiz, elbette, besbelli.
Nâçar, zaruri.
lami-ün nur / lâmi-ün nur
Nur saçarak parlıyan.
müctenih
(Cenah. dan) Meyillenen, bir tarafa eğilen.
Secdede usulüne göre ellerini yere koyup dirseklerini açarak kollarını kanat şeklinde tutan.
müfritane / müfritâne
Çok aşırıya kaçarak.
nafıka
(Çoğulu: Nevâfık- Nüfeka) Arab tavşanının (diğer adı; tarla fâresi dedikleri hayvanın) iki yuvasından gizli olanın adıdır. Bu hayvan, bunun tavanını yeryüzüne çok yakın yapar. Belirli olan kasia dedikleri yuvasında tehlike hissederse hemen nâfıkanın tavanını delerek kaçar. Münafıklar buna benzediği
şems-i envar / şems-i envâr
Etrafa nur saçarak aydınlatan güneş.
tefe'ül
Fal açmak.
Bazı hâdiseleri, tevafukları uğurlu saymak. Meselâ: Bir kitabı rast gele açarak ilk tevafuk eden yeri okuyup ona dikkat ederek onu uğurlu ve esas bir ders sayma gibi.
Olacak şeyi tahmin etmek. (Zıddı: Teşe'üm)
tefe'ülen
Tefe'ül ederek; bir kitabı rastgele açarak uygun gelen yeri yorumlayarak.
ucruf
(Çoğulu: Acârif) Uzun ayaklı karınca.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
evliya
lugat
inantab
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
hakkak
ihata
şahs-ı manevi
yar
men talebe ve cedde, vecede
ma
imtidad
kevn
muhrik
muhtelefün fiha
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Acaŕ
intikal etme
Pâ-der-pâ
fırkala
Fevt
kelİme
Niş
Gül
Tabi
ödlek