Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
ABRI
ifadesini içeren
56
kelime bulundu...
astane
Eşik, atebe.
(Farsça)
Paytaht.
(Farsça)
Mânevi büyüklerin kabri.
(Farsça)
Büyük tekke.
(Farsça)
Merkez. (Osmanlı İmparatorluğunun merkezi olması münasebetiyle İstanbul manasına da gelir.)
(Farsça)
batın / bâtın
Bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratan ve işleten Allah.
camhane
Cam fabrikası.
(Farsça)
ebva'
Medine-i Münevvere'ye bağlı olup, Mekke-i Mükerreme yolunda bir köyün adıdır. Medine'ye yirmiüç mil uzaklıktadır. Köyün üstünde dik ve kuru bir dağın adı da Ebvâ'dır. Bu köy iki şey ile meşhurdur. Biri: Peygamberimizin annesi Hz. Amine'nin kabri orada bulunmaktadır. İkincisi ise: Hicretin birinci se
endüstri
Sanayi, imalât, sanatlar. Hammaddeyi mâmul eşya hâline getirme. Bu da ikiye ayrılır. 1- Küçük sanayi: Ev ve atölyelerde basit âlet ve makinelerle eşya imalâtıdır. 2- Büyük sanayi: Su buharı, akaryakıt, elektrik, atom enerjisi gibi büyük çapta enerji kaynaklarından faydalanılarak fabrikalarda seri hâ
(Fransızca)
fabrika-i acibe
Hayret verici, şaşılacak fabrika.
fabrika-i askeriye
Bir fabrikaya benzeyen askeriye müessesesi.
fabrika-i kainat / fabrika-i kâinat
Bir fabrikayı andıran kâinat, evren.
fina / finâ
Şehir kenarı, büyük mezarlıklar (fabrika, mektep, kışlalar) ve kasabadakilerin harman yapmak, hayvan koşturmak, eğlenmek için devamlı kullandıkları yerler.
garkad
Bir dikenli ağaç.
Medine-i Münevvere'de olan kabristana "Baki-ul Garkad" denir.
gazze
Şam'ın doğusunda bir yerin adı. (Resullulah Efendimizin ceddi Hâşim'in kabri ordadır.)
guristan
Mezarlık, türbe. Kabristan.
(Farsça)
hamuşan
Mevlevi tâbirlerindendir. Konya'da Mevlâna'nın türbesi haricinde ve kıble cihetindeki büyük kabristana verilen isimdir.
Sessizler, susmuş olanlar, uykuda olanlar.
helu'
Sabrı az, hırsı çok olan. Sabırsız olup her halini halka şikâyet eden insan.
heyrea
Çoban düdüğü.
Meyyitin kabrine toprak dökmek.
hidroelektrik santralı
Su gücünü kullanarak elektrik üreten fabrika veya merkez.
humbarahane
Humbara yapılan beylik fabrika.
Tar: Humbaracılar kışlası.
hüve'l-batın / hüve'l-bâtın
O Bâtındır; bütün varlıkların içyüzlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işleten ve herşeyin iç âlemine hükmeden Allah'tır.
i'malat
Bir memlekette veya bir fabrikada yapılan işler ve eserler.
i'malgah / i'malgâh
Fabrika, atölye.
(Farsça)
imam-ı ali rıza
(Hi: 153 de Medine-i Münevvere'de doğmuştur.) Eimme-i İsnâ Aşer'in yedincisidir. İmam-ı Musa Kâzım'ın oğludur. Tus; yani Meşhed'de medfun olup kabri ziyaretgâhtır. (R.A.)
ism-i batın / ism-i bâtın
Allah'ın, bütün varlıkların iç yüzünü ve özellikle canlıların içlerini mükemmel bir fabrikanın harika makineleri gibi yaratıp işlettiğini gösteren ismi.
istihsalat
(Tekili: İstihsal) Üretilen şeyler. Bir memleketin veya fabrika gibi faaliyet merkezlerinin çıkardığı, yetiştirdiği şeyler.
kabr-i vahşet
Vahşet kabri; yabanilik, vahşilik mezarı.
kağıthane
Kâğıt fabrikası.
İstanbul'da vaktiyle böyle bir fabrikanın bulunduğu yerdeki mesire.
kantin
Kışla, fabrika, mekteb gibi yerlerde bakkal veya aşcı dükkânı.
(Fransızca)
kargah / kârgâh
Fabrika, iş yeri. Atölye.
(Farsça)
karhane / kârhane / كارخانه
İş yeri, iş yapılan yer.
(Farsça)
Süt satılan yer. Süt fabrikası.
(Farsça)
Fabrika.
(Farsça)
İşlik.
(Farsça)
kubbe-i saadet
Mutluluk kubbesi; büyük ve manevî derecesi yüksek bir zâtın kabrinin ve türbesinin bulunduğu yer.
lahavle / lâhavle
(Lâhavle ve lâkuvvete illâ billâhil-aliyyil azim" cümlesinin kısaltılmışı ki, "Kuvvet ve kudret ancak Cenab-ı Allah'tadır." meâlinde olup bir belâ ve tehlike esnasında veya sabrın tükendiğini açıklamak için söylenir.
lahd
Kabir kazıldıktan sonra, kabrin taban sathından kıble cihetine kabir boyunca, içine ölü sığacak kadar genişlik ve derinlikte kazılan yer.
masna'
(Masnaa) Su mahzeni. Sarnıç.
Şimdiki Arapçada: Fabrika.
Bucak, köşe.
melhed
Kabrin çukur açılacak yeri.
mensucat / mensucât
Bez veya kumaş gibi dokumak suretiyle yapılan tezgâh veya fabrika mahsulü mallar.
merzegan
Cehennem.
(Farsça)
Mangal.
(Farsça)
Kabristan, mezarlık.
(Farsça)
muvacehe-i seadet / muvâcehe-i seâdet
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek kabrinin bulunduğu Hücre-i Seâdetin (odanın) kıble tarafında ziyâret sırasında önünde durulan duvar.
nur-u kabir
Kabri mânevî olarak aydınlatan ışık.
pişegah / pişegâh
İş yeri. Fabrika.
(Farsça)
ravza-i mutahhara
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) kabri ile minberi arasındaki şerefli alan, Peygamber Mescidinin inşa edildiği ilk saha.
ravza-i pak-i ahmedi / ravza-i pâk-i ahmedi
Hz. Muhammed'in (a.s.m.) tertemiz makamı, kabri.
ravza-i saadet
Mutluluk bahçesi; Peygamber Efendimizin (a.s.m.) mübarek kabri.
ravza-i şerife
Peygamber Efendimizin (a.s.m.) kabri ile minberi arasındaki şerefli alan.
ravzaimutahhara
Peygamberimizin pak ve mübarek kabri.
resm-i küşad
Yeni yapılan mekteb, fabrika, kışla, hükümet konağı, demiryolu vs. gibi şeylerin umuma açılışı yerinde kullanılan bir tâbirdir. Yeni tabirde " Açılış töreni" demektir.
sabır-şiken
Sabrı bozan.
Sabrı kıran, sabrı bozan.
(Farsça)
sabırşiken
Sabrı kıran ve bozan.
sabırsuz / sabırsûz
Sabrı yakan, sabırsızlık veren.
(Farsça)
Sabrı yıkan, taşıran.
sabr-ı eyyüb
Eyyüb'ün (A.S.) dillere destan olan sabrı.
sabr-ı eyyub-u metanet / sabr-ı eyyub-u metânet
Hz. Eyyub'un (a.s.) sabrındaki sağlamlık.
sabri-i evvel
Birinci Sabri.
sanayi' şirketi / sanâyi' şirketi
İki veya daha fazla san'at sâhibinin başkasından iş kabûl ederek ücretini paylaşmak üzere veya fabrika kurup îmâlât kârını paylaşmak üzere kurdukları şirket, ortaklık. Şirket-i A'mâl.
şebeke-i seadet / şebeke-i seâdet
Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek kabrinin bulunduğu Hücre-i seâdet denilen yerin dış duvarı etrâfında yerden Mescid-i Nebî'nin tavanına kadar yükselen demir parmaklık.
şirket-i a'mal / şirket-i a'mâl
İki veya daha fazla san'at sâhiblerinin, başkasından iş kabûl ederek ücretini veya bir fabrika kurup îmâlât kârını paylaşmak üzere kurdukları şirket, ortaklık.
tahammül-suz / tahammül-sûz
Dayanma gücünü, sabrı yakıp yok eden.
vadi-i hamuşan / vadi-i hâmuşan
Kabristan, mezarlık.
zekeriyya aleyhisselam / zekeriyyâ aleyhisselâm
İsrâiloğullarına gönderilen peygamberlerden. Yahyâ aleyhisselâmın babasıdır. Soyu Süleymân aleyhisselâma ulaşır. Mûsâ aleyhisselâmın dîninin emir ve yasaklarını insanlara tebliğ etti. Yahûdîler tarafından şehîd edildi. Kabri Haleb'dedir.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
Emzik
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
güzin
aher
ÄŸir
giryan
pes
Yîdi
tarh-endaz
HARid
kaide-i nahviye
emniyet dairesi
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
ABRI
ahtan
Inbik
şirzı
GIYABI
Tebareke
Aşurı
VİCDAN
Duzgunluk
kuş.