Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Aş etmek
ifadesini içeren
27
kelime bulundu...
bell
Yaş etmek. Islatmak.
Ulaştırmak.
Hastanın sağlamlaşması.
besbese
Bir nesneyi yaş etmek, bir şeyi ıslatmak.
Çok çabuk yürüme. Hızlı yürüme.
cemş
Saçı yolmak veya traş etmek.
Gizli ses.
Parmaklarının uçları ile çekmek.
Gazel söylemek.
Oynaşmak.
fals
Halâs etmek, kurtarmak.
feyz
(Çoğulu: Füyuz) Bolluk, bereket.
İlim, irfan. Mübareklik.
Şan, şöhret.
İhsan, fazıl, kerem. Yüksek rütbe almak.
Suyun çoğalıp çay gibi taşması. Çok akar su.
Bir haberi fâş etmek.
İçindeki düşüncesini izhar etmek.
halk
Boğaz.
Tıraş etmek.
hızlan
Müflis olmak. İflas etmek.
ihdas / ihdâs / احداث
Kurma, oluşturma, meydana getirme.
(Arapça)
İhdâs edilmek:
Kurulmak, oluşturulmak, meydana getirilmek.
(Arapça)
İhdâs etmek:
Kurmak, oluşturmak, meydana getirmek.
(Arapça)
İhdas olunmak:
Kurulmak, oluşturulmak, kon
(Arapça)
iktibas / iktibâs / اقتباس
Alıntı.
(Arapça)
İktibâs edilmek:
Alınmak.
(Arapça)
İktibâs etmek:
Alıntı yapmak, ödünç almak.
(Arapça)
kaşkaşa
Bir şeyin kabuğunu soymak.
Hasta iyi olmak.
Halâs etmek, kurtarmak.
Uyandırmak.
kavad
Katili maktul yerine kısas etmek.
mevs
Yolmak. Traş etmek.
mübaşeret
Bir işe girişmek. Bir işe başlamak.
Karşılaşmak.
Başlamak ve devam etmek.
Temas etmek, dokunmak.
İnsanın derisinin, başkasının derisine dokunması.
müfavasa
Ayırmak.
Halâs etmek.
mukassa
Kısas etmek.
Üzerlerinde olan borcu birbirine takas edişmek.
re'y
Görüş, görmek, rey. Hüküm ve itikad. Kıyas etmek. Bir iş hakkında söylenen söz, fikir.
recm
Taşlamak, taşa tutmak, taş ile insan öldürmek.
Atılan taş.
Kabre taştan nişan dikmek.
Şeytan üzerine atılan nücum.
Tardetmek, kovmak, sövmek. Terketmek.
Zan ve kıyas etmek.
se'r
İntikam, öç almak.
Kin.
Kısas etmek.
sebt
(Çoğulu: Esbât-Sübut-Esbüt) Rahat etmek.
Boyun vurmak.
Saç sarkıtmak. Bir çeşit deve yürüyüşü.
Cumartesi günü.
Şaşırmak, hayrette kalmak.
Çok zeki, dâhiye.
Başı tıraş etmek.
serah
Kıl taramak.
Halâs etmek.
Davar gütmek.
Eşini boşamak.
serh
Kıl taramak.
Halâs etmek, kurtarmak.
Uzun, büyük ağaç.
Güdülen davar ve sığır sürüsü.
Otlak, mera.
İrsal etmek.
tafsiye
Halâs etmek, kurtarmak.
tahlis
Kurtarmak. Halâs etmek.
Bir şeyin özünü, hülâsasını almak.
tahmin
(Hamn. dan) Aşağı yukarı bir fikir söylemek. İhtimallere dayanan düşünce. Zayıf delil ile hüküm ve kıyas etmek.
tefkik
Birbirinden ayırmak.
Halâs etmek, kurtarmak.
temas / temâs / تماس
Dokunma.
(Arapça)
Temâs etmek:
Dokunmak.
(Arapça)
tumum
Su baskını.
Saçını kırkıp tıraş etmek.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
dar-ül-beka
müşrikin
giti-füruz
ALİYE
hikmet-i intizam
zahid
halet
kafir
tab'an
cu'
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Aş etmek
buna gore
Cennet suyu
hiddet
Doğru Yol
Okyanus
rana
Çeviri
Yapı
Başıboş