REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Osmanlıca - Türkçe Sözlük'te -i alem kelimesini içeren 120 kelime bulundu...

acaib-i seb'a-i alem / acaib-i seb'a-i âlem / acâib-i seb'a-i âlem

  • Dünyanın yedi harikası.
  • Dünyanın yedi tane şaşılacak, acaib şeyi. (Çin seddi bunlardan biridir.)

afak-ı alem / âfâk-ı âlem

  • Âlemin ufukları.

ahval-i alem / ahvâl-i âlem

  • Dünyanın halleri, vaziyetleri, şartları.

aktar-ı alem / aktâr-ı âlem / اَقْطَارِ عَالمْ

  • Âlemin dört bir tarafı.
  • Her taraf. Alemin dört bucağı. Alemin her yeri.
  • Âlemin her tarafı.

arsa-i alem / arsa-i âlem

  • Alem arsası, dünya meydanı.

asar-ı alem / âsâr-ı âlem

  • Âlemdeki eserler.

asar-ı meşhude-i alem / âsâr-ı meşhude-i âlem

  • Âlemdeki görünen eserler.

ayine-i rahmet-i alem / âyine-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmeti yansıtan bir ayna.

bab-ı alem / bâb-ı âlem

  • Âlemin kapısı. Herkesin girip çıktığı yer.
  • Âlemin kapısı.

bahar-ı alem / bahâr-ı âlem

  • Âlemin baharı, bahar mevsimi.

cenab-ı hallak-ı alem / cenâb-ı hallâk-ı âlem

  • Âlemin yaratıcısı olan, çokça ve sürekli olarak yaratan Allah.

cevanib-i alem / cevânib-i âlem

  • Dünyanın dört bir yanı.

cilve-i rahmet-i alem / cilve-i rahmet-i âlem

  • Cenâb-ı Allah'ın bütün âlemleri kuşatan rahmetinin yansıması.

daire-i azam-ı alem / daire-i âzam-ı âlem

  • Büyük kâinat dairesi.

devr-i alem / devr-i âlem

  • Dünya seyahati, dünya gezisi, dünyayı gezmek.
  • Dünya seyahati, gezisi.

eb'ad-ı vasia-i alem / eb'âd-ı vâsia-i âlem

  • Kâinatın geniş boyutları.

ecel-i alem / ecel-i âlem

  • Âlemin eceli, ölümü.

eczahane-i rahmet-i alem / eczahane-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin bir neticesi olarak bütün mânevî hastalıkları tedavi edecek ilâçların bulunduğu eczahane.

efkar-ı amme-i alem / efkâr-ı âmme-i âlem

  • Dünya kamuoyu.

ehl-i alem / ehl-i âlem

  • Âlemin ehli olan insanlar.

elsine-i alem / elsine-i âlem

  • Dünya dilleri.

elvah-ı alem / elvah-ı âlem / elvâh-ı âlem

  • Âlemin görünüşü, manzara ve levhaları.
  • Âlemin levhaları.

enva-ı alem / envâ-ı âlem

  • Kâinataki nev'iler, türler; kâinatta bulunan çeşitli varlıklar.

enzar-ı alem / enzâr-ı âlem

  • Bütün varlık âleminin bakışları.

erkan-ı alem / erkân-ı âlem / اَرْكَانِ عَالَمْ

  • Maddî âlemin temel unsurları.
  • Âlemin temel esasları.

esbab-ı alem / esbab-ı âlem

  • Bu âlemdeki sebepler.

etraf-ı alem / etraf-ı âlem

  • Dünyanın her tarafı.

ezkiya-i alem / ezkiyâ-i âlem

  • Dünyanın en zekî insanları.

fahr-i alem / fahr-i âlem / فَخْرِ عَالَمْ

  • Bütün varlık âleminin kendisiyle övündüğü Peygamberimiz (a.s.m.).
  • Âlemin kendisi ile övündüğü zât. Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselâm için kullanılan saygı ifâdesi.
  • Âlemin kendisi ile iftihâr ettiği Peygamberimiz (asm).

hace-i alem / hâce-i âlem

  • (Hâce-i Kâinat) Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir ünvanı.
  • Âlemin, kâinâtın mürşidi, rehberi, yol göstericisi mânâsına Resûlullah efendimize mahsûs bir ünvan.

hadisat-ı alem / hâdisât-ı âlem

  • Dünyada meydana gelen olaylar.

hakaik-i alem / hakaik-i âlem

  • Kâinattaki hakikatler, gerçekler.

hakikat-i alem / hakikat-i âlem

  • Âlemin gerçek mahiyeti, esası, içyüzü.

hal-i alem / hal-i âlem / hâl-i âlem / حَالِ عَالَمْ

  • İçinde yaşanılan dönem.
  • Âlemin durumu.
  • Âlemin hali, durumu.

halık-ı alem / hâlık-ı âlem

  • Âlemin yaratıcısı Allah.

halık-ı alem hazretleri / hâlık-ı âlem hazretleri

  • Âlemin yaratıcısı olan yüce Allah.

hallak-ı alem / hallâk-ı âlem

  • Âlemlerin yaratıcısı olan Allah.

harab-ı alem / harab-ı âlem

  • Âlemin yıkılıp bozulması.

harabiyet-i alem / harabiyet-i âlem

  • Âlemin yıkılması.

harc-ı alem / harc-ı âlem

  • Herkese elverişli, her keseye münasib.

hayat-ı alem / hayat-ı âlem

  • Kâinatın hayatı.

hikmet-i alem / hikmet-i âlem

  • Âlemin hikmeti, herşeyin belirli gayelere yönelik olarak, mânâlı, faydalı ve tam yerli yerinde olması.

hilkat-ı alem / hilkat-ı âlem

  • Âlemin yaratılışı.

hilkat-i alem / hilkat-i âlem

  • Âlemin, kâinatın yaratılışı.

hüccet-i rahmet-i alem / hüccet-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmeti gösteren kesin ve güçlü delil.

huccet-i rahmet-i alem / huccet-i rahmet-i âlem / حُجَّتِ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Âleme rahmet olan zatın delili.

ibret-i alem için / ibret-i âlem için

  • Bütün âleme ibret olsun diye. Herkese ibret olsun için.

idare-i alem / idare-i âlem

  • Dünya idaresi, siyaseti.

intizam-ı alem / intizam-ı âlem

  • Kâinattaki düzenlilik.

intizamat-ı alem / intizâmât-ı âlem

  • Alemdeki düzenlilikler.

iptida-i hilkat-i alem / iptida-i hilkat-i âlem

  • Kâinatın yaratılışının başlangıcı.

ıslah-ı alem / ıslah-ı âlem

  • Dünyanın düzeltilmesi.

kasr-ı alem / kasr-ı âlem

  • Âlem sarayı.

kasr-ı müşeyyed-i alem / kasr-ı müşeyyed-i âlem

  • Sağlam yapılmış âlem sarayı.

kayyum-i alem / kayyûm-i âlem

  • Kayyûmiyyet makâmında bulunan velî zât. İnsanların âhirete âit derece ve seâdetleri bu mertebedeki velîlerin imdâdına verildiğinden kayyûm denilmiştir.

kitab-ı alem / kitab-ı âlem

  • Âlem kitabı, kâinat kitabı.

kitab-ı kebir-i alem / kitab-ı kebîr-i âlem / kitâb-ı kebîr-i âlem / كِتَاب كَبِيرِ عَالَمْ

  • Büyük âlem kitabı, kâinat.
  • Büyük âlem kitabı.

kudret-i alemşümul / kudret-i âlemşümul

  • Kâinatı kaplayan güç ve iktidar.

küll-i alem / küll-i âlem

  • Âlemin bütünü.

kur'an-ı ekber-i alem / kur'ân-ı ekber-i âlem

  • Bir Kur'ân gibi olan büyük kâinat kitabı.

makes-i rahmet-i alem / mâkes-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin aynası.

makine-i alem / makine-i âlem

  • Bir makine gibi mükemmel bir şekilde çalışan âlem, dünya makinesi.

mashara-i alem / mashara-i âlem

  • Âlemin maskarası. Kepaze, rezil.

mazhar-ı rahmet-i alem / mazhar-ı rahmet-i âlem / مَظْهَرِ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Kâinatı kuşatan ilâhî rahmetin mazharı, aynası.
  • Aleme rahmet olan zata nail olan.

merkez-i alem / merkez-i âlem

  • Bütün varlıklar âleminin merkezi.
  • Güneş, şems.

mescid-i kebir-i alem / mescid-i kebîr-i âlem / مَسْجِدِ كَبِيرِ عَالَمْ

  • Büyük âlem mescidi.
  • Büyük âlem mescidi.

mevcudat-ı alem / mevcudat-ı âlem

  • Kâinattaki varlıklar.

meyve-i alem / meyve-i âlem

  • Kâinatın meyvesi.

mihver-i alem / mihver-i âlem

  • Arzın merkezinden geçerek semâ küresini her iki tarafta kesen mevhum hat.

mir'at-ı rahmet-i alem / mir'ât-ı rahmet-i âlem / مِرْاٰتِ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin aynası.
  • Aleme rahmet aynası.

misafirhane-i alem / misafirhane-i âlem

  • Dünya misafirhanesi.

misal-i rahmet-i alem / misal-i rahmet-i âlem / misâl-i rahmet-i âlem / مِثَالِ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin misali, örneği.
  • Aleme rahmet olan örnek.

mürşid-i alem / mürşid-i âlem

  • Dünyanın, kâinatın yol göstericisi.

muvazene-i alem / muvazene-i âlem

  • Âlemdeki her şeyin denge içinde olması.

naf-ı alem / nâf-ı âlem

  • Mekke-i Mükerreme.

netice-i hilkat-i alem / netice-i hilkat-i âlem

  • Âlemin yaratılış gayesi.

nihayet-i alem / nihayet-i âlem

  • Dünyanın son bulması.

nizam-ı alem / nizam-ı âlem

  • Âlemin düzeni.
  • Kâinatta Allah'ın koyduğu umumi nizam.

nizam-ı hilkat-i alem / nizam-ı hilkat-i âlem

  • Kâinatın yaratılışındaki düzen.

nizamat-ı alem / nizâmât-ı âlem

  • Âlemdeki düzenler.

nümune-i rahmet-i alem / nümune-i rahmet-i âlem

  • Cenâb-ı Allah'ın bütün âlemleri kuşatan rahmetinin nümunesi, örneği.

nur-u ayn-ı alem / nur-u ayn-ı âlem

  • Kâinatın gözünün nuru.

nur-u rahmet-i alem / nur-u rahmet-i âlem / نُورُ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin bu asırda yansıyan nuru.
  • Aleme rahmet olan zatın nuru.

rahmet-i alem / rahmet-i âlem

  • Bütün âlemleri kuşatan İlâhî rahmet.

reis-i alem / reis-i âlem

  • Bütün dünyanın reisi.
  • Âlemin reisi. Hazret-i Muhammed'in (A.S.M.) bir ismi.

rekz-i alem

  • Bayrağı bir yere dikme.

reşk-i alem / reşk-i âlem

  • Herkesi kıskandıracak kadar üstün durumda olan.

safahat-ı alem / safahât-ı âlem

  • Dünya olayları, dünyadaki gelişmeler.

sahaif-i alem / sahâif-i âlem

  • Âlem sahifeleri.

sahib-i alem / sahib-i âlem

  • Bütün âlemin, yaratılmış herşeyin sahibi Allah.

sahife-i alem / sahife-i âlem

  • Âlem sayfası.

sahife-i itibar-ı alem / sahife-i itibar-ı âlem

  • Bir kitap gibi kabul edilen kâinat sayfası.

sahife-i itibar-i alem / sahife-i itibar-i âlem

  • Âlemin itibar sayfası; dünyanın şeref, kıymet, değer sayfası.

sani-i alem / sâni-i âlem

  • Bütün varlık âlemini san'atlı bir şekilde yaratan Allah.

saray-ı alem / saray-ı âlem

  • Dünya sarayı.

sath-ı alem / sath-ı âlem

  • Kâinat ve dünya zemini.

sebeb-i hilkat-ı alem / sebeb-i hilkat-ı âlem

  • Âlemin yaratılış nedeni; Hz. Peygamber Efendimiz (a.s.m.).

sebeb-i hilkat-i alem / sebeb-i hilkat-i âlem / سَبَبِ خِلْقَتِ عَالَمْ

  • Âlemin yaratılış nedeni.
  • Âlemin yaratılış sebebi.

şecere-i alem / şecere-i âlem

  • Kâinat ağacı; bir ağacı andıran âlem.

şecere-i meylü'l-istikmal-i alem / şecere-i meylü'l-istikmâl-i âlem

  • Ağaç gibi dal budak salan kâinattaki gelişme eğilimi.

semere-i alem / semere-i âlem / ثَمَرَۀِ عَالَمْ

  • Kâinatın meyvesi.
  • Alemin meyvesi.

server-i alem / server-i âlem

  • Âlemin efendisi, en üstünü Muhammed aleyhisselâm.

seyf-i rahmet-i alem / seyf-i rahmet-i âlem / سَيْفِ رَحْمَتِ عَالَمْ

  • Cenâb-ı Allah'ın kâinatı kuşatan rahmet kılıcı.
  • Âleme rahmet kılıcı.

seyyah-ı alem / seyyah-ı âlem

  • Dünya yolcusu.

sırr-ı hilkat-i alem / sırr-ı hilkat-i âlem

  • Âlemin yaratılış sırrı.

sırr-ı nizam-ı alem / sırr-ı nizam-ı âlem

  • Âlemin düzenindeki sır.

siyaset-i alem / siyaset-i âlem

  • Dünya siyaseti.

şöhretgir-i alem / şöhretgir-i âlem

  • Dünyaya nâm ve şöhret salmış.

şöhretşiar-ı alem / şöhretşiâr-ı âlem

  • Âleme şöhret salmış.
  • Âlemde şöhret ona nişan olmuş olan. Çok meşhur olan.

şule-i rahmet-i alem / şule-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin bir parıltısı.

tabakat-ı alem / tabakat-ı âlem

  • Âlem tabakaları.

tabiat-ı alem-i islam / tabiat-ı âlem-i islâm

  • İslâm dünyasının karakter ve yapısı.

tagayyürat-ı alem / tagayyürât-ı âlem

  • Âlemdeki değişmeler, başkalaşmalar.

tarih-i alem / tarih-i âlem

  • Dünya tarihi.

tekvin-i alem / tekvin-i âlem

  • Âlemin yaratılması, var edilmesi.

temsil-i rahmet-i alem / temsil-i rahmet-i âlem

  • Kâinatı kuşatan İlâhî rahmetin örneği.

tılsım-ı muğlak-ı alem / tılsım-ı muğlâk-ı âlem / tılsım-ı muğlak-ı âlem / طِلْسِمِ مُغْلَقِ عَالَمْ

  • Kâinattaki anlaşılması zor sır.
  • Alemin anlaşılması zor ve kapalı sırrı.

vekayi-i alem / vekayi-i âlem

  • Dünyada meydana gelen olaylar.

zat-ı fahr-i alem / zât-ı fahr-i âlem

  • Bütün âlemin kendisiyle övündüğü Zât, Peygamberimiz.

zerrat-ı alem / zerrât-ı âlem

  • Evrendeki zerreler.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın