Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
şamil
ifadesini içeren
24
kelime bulundu...
amme nevalühü
"Cenâb-ı Hakkın lütuf ve ihsanı herkese veya herşeye şâmildir." meâlinde.
cüz'iyyat
Cüz'î olan şeyler. Ufak tefek şeyler. Mânası düşünüldüğünde zihinde ortaklık kabul etmeyen şeyler. Mânası başka şeylere şâmil olmayanlar.
el-cüz'i / el-cüz'î
Man: Mânası, mefhumu başkalarına şâmil olmayan, yani tek mâlum ferde âid olan kelime.
eşmel
Daha şâmil. Çok şeyleri içine alan. Daha çok kaplamış.
havi / hâvi
İhtiva eden, içine alan, şâmil, içeren.
hukuk-u umumiyye
Cemiyetin bütün fertlerine şâmil olan haklar. (Mülkiyet hakkı, iştirak hakkı vs. gibi.)
ihtiva
İçinde bulundurmak, içine almak, hâvi olmak, şâmil olmak. Bir şeyi toplamak ve korumak.
irade-i külliye
Külli irade. Allah'ın her şeye şâmil olan emri ve iradesi.
iştimal
İçine almak, kaplamak. Çevirmek, ihata etmek. Şâmil olmak.
kaziye-i cüziyye
Man: Hükmü, mevzuun bazı efradına şamil olan kaziye. "Bazı şeyler serttir." gibi.
kaziye-i külliye
Man: Hüküm mevzuunun cemi efradına şâmil olan kaziyye. "İnsanların cümlesi nâtıktır" gibi.
lef'
Örtmek, setr etmek.
şâmil olmak.
ma'nidar
Bir mânâyı mutazammın olan.
(Farsça)
Nükteli, ince mânâlı. Bir mâna ifade eden. Bir mânayı şâmil olan. (Farsça bir ifade olup, mânâ; ma'ni diye okunmuştur.)
(Farsça)
müsteva
Gr: Müzekker ile müennesi şâmil olan, içine alan.
nuut
(Tekili: Na't) Vasıflar, keyfiyetler, umuma şâmil sıfatlar.
Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm hakkındaki medhiyeler.
şamil / şâmil / شامل
Kapsayan.
(Arapça)
Şâmil olmak:
Kapsamak.
(Arapça)
şamile
(Bak: ŞAMİL)
şevamil
(Tekili: Şâmile) Şâmil olanlar, içine alanlar, çevreliyenler.
süryani / süryanî
Eski Suriye halkından. Sâmilerin Aramî kolundan ve garb kısmından olan ve bunların dininden olan.
teşmil
Şâmil kılmak. İhata eylemek. Kaplamak. İhrama bürünmek ve sür'atle yürümek.
teşmil eder
Şâmil kılar, onları da (zulmünün) içine alır.
vasi' / vâsi'
(Vasia) Geniş, enli. Bol. Engin. Meydanlı.
Her ihtiyacı olana vergisi kâfi ve bol bol ihsan eden. İlmi cümle eşyayı muhit, rızkı bütün mahlukata şâmil ve rahmeti bütün şeyleri kaplamış olan Allah (C.C.)
velayet-i amm / velayet-i âmm
Huk: Umum mallara ve fertlere şâmil olan velayet. (Şeriat hâkimleri, kadılar ve valilerin velayetleri gibi)
zabıta / zâbıta
Yurt içinde emniyet ve intizamı korumakla vazifeli devlet kuvveti, polis.
Fık: Bütün hususlara şâmil olmayıp yalnız bir hususa ve onun teferruatına şamil olan hususi kaideye denir. Kanun ve âdet, zabt ve idareye vesile olan bağ.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
kadir
Ervâh-ı bâkıye
cümleten
şâyiâ
lek
tiz-ab
hodendiş
Ehli
hamme
zahiren ve batınen
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
şamil
irkab
yaratıcı
Idl
melzum
Huy
Islâm dini
Mesafeler
bahil
Musallat olmak