Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Şikayet
ifadesini içeren
68
kelime bulundu...
bilaşikayet / bilâşikâyet / بلاشكایت
Şikayet etmeden.
(Arapça)
damen-gir
Eteğe yapışan, etek tutan.
(Farsça)
Dâvacı, hasım, şikâyetçi.
(Farsça)
damengir / dâmengîr / دامن گير
Davacı, şikayetçi.
(Farsça)
Eteğe sarılan.
(Farsça)
dehrin şikayeti / dehrin şikâyeti
Zamandan, çağdan şikâyetçi olma.
divan-ı hümayun / divan-ı hümâyun
Halkın dâva ve şikâyetlerinin dinlenip halledildiği, devlet meselelerinin görüldüğü padişah huzuru. Bu mecliste; sadrazam, şeyh-ül İslâm, kazaskerler, defterdarlar ve sair büyük devlet ricali bulunurdu.
(Farsça)
el-aman
Meded, aman, imdâd (mânasına olup yardım ve şikâyet edâtı olarak kullanılır).
eman / emân
Eminlik, korkusuzluk.
Aman dileme.
Şikayet.
Rica.
endave
Sıvacı malası.
(Farsça)
Şikâyet.
(Farsça)
ennane
Çok inleyen ve çok şikâyetçi olan kadın.
enva-ı şekavet / envâ-ı şekavet
Türlü türlü şikâyetler, yakınmalar.
eşku
(şekâ. dan) şikâyet ediyorum (mealindedir).
gammaz
Birisine iftira ederek zarar veren. Münafık, fitneci.
Adamın ayıplarını arayıp gizli şikâyet eden.
Tersane kethüdalarına mahsus altı çifte kayık.
gerziş
Zulümden şikâyet etme.
(Farsça)
gile / gîle
İki dağ arasındaki yol, vadi.
(Farsça)
Şikâyet.
(Farsça)
Üzüm tanesi.
(Farsça)
gilemend / گله مند
Şikayetçi, sızlanan.
(Farsça)
gille-mend
Şikâyet eden, halinden memnun olmayan.
(Farsça)
hame-i şekva / hâme-i şekvâ
Şikâyet kalemi. şikâyet yazan kalem.
helu'
Sabrı az, hırsı çok olan. Sabırsız olup her halini halka şikâyet eden insan.
i'tab
Şikâyeti kendisinden def' ile razı ve hoşnud etmek. Hoşlandırmak.
Hışım etmek.
ilallah-il müşteka
Şikâyet Allah'adır. Allaha şikâyet edilir.
insan-ı müşteki / insan-ı müştekî / اِنْسَانِ مُشْتَكِي
Şikâyet eden insan.
Şikâyet eden insan.
işka'
Şikâyet ettirme.
İntikam alma, öç alma.
Darıltma, gücendirme.
iştika' / iştikâ'
(Şekva. dan) Şikâyet etme, şekvada bulunma.
jurnal
İlk önce gazete ve rapor mânasına kullanılırken sonradan "hükümete ihbar" gibi olan hâdiselere denilmeğe başlandı. İhbar, şikâyet, polis raporu. İnsanı kötüleyerek verilen haber veya rapor.
(Fransızca)
meşka / meşkâ
Şikâyet etmek.
meşku / meşkû
Şikâyet etmek.
meşküvv
Kendinden şikâyet olunan.
mübteis
Mahzun, hüzünlü.
şikâyet edici, şikâyeti olan kimse.
müsted'a-aleyh / müsted'â-aleyh
(Da'va. dan) Kendisinden şikâyet edilen kimse.
müşteka / müştekâ
Şikâyet olunan, kendisinden şikâyet edilen.
Şikayet olunan.
müşteka-anh / müştekâ-anh
Kendisinden şikâyet olunan kimse.
müşteki / müştekî / مشتكى / مُشْتَكِي
Şikâyette bulunan, şikâyetçi.
Şikayet eden.
Şikayetçi.
Şikayetçi.
(Arapça)
Şikâyet eden.
müştekiyane / müştekiyâne
Şikayet edercesine.
Şikâyet ederek.
Şikâyet edercesine, şikâyet eder gibi.
(Farsça)
müstemend
Gamlı, kederli, mahzun.
Şikâyet eden.
mutazallim
(Çoğulu: Mutazallimîn) (Zulm. den) Kendisine yapılan haksızlık ve zulümden şikâyet eden, sızlanan.
mutazallimin / mutazallimîn
(Tekili: Mutazallim) (Zulm. den) Sızlananlar. Kendilerine yapılan haksızlık ve zulümden dolayı şikâyet edenler. Tazallüm edenler.
müteşaki
Birbirlerine hallerinden şikâyet edenlerin beheri.
müteşekki / müteşekkî / متشكى
Şikâyet eden, sızlanan, şikâyetçi, teşekki eden.
Sızlanan, şikayetçi.
Şikâyet eden; itiraz eden.
Şikayetçi.
(Arapça)
mütezallim
Şikâyet eden şikayetçi.
sabir
Tahammül eden, sabreden, bekleyen. Zorluğa karşı göğüs geren, hâlinden şikâyet etmeyip acı ve sızıya katlanan. Belâ ve musibete karşı şikâyet etmeyip Allah'a (C.C.) şükreden.
sabr-ı cemil / sabr-ı cemîl
Başa gelen belâ ve musîbetten dolayı feryad etmeden, insanlara şikâyette bulunmadan yapılan sabır, gösterilen tahammül.
şaki / şâkî / شاكى / شَاكِي
Şikâyet eden.
Ağlayan.
Hiddetli ve şevketli.
Şikayetçi, şikâyet eden.
Şikayetçi.
(Arapça)
Şikâyet eden.
şeka'
Şikâyet.
şekaya
Şikâyetler. Memnuniyetsizlikler.
şekevat
(Tekili: şekve) şikâyetler.
şekva / şekvâ / شكوا / شَكْوَا
Şikâyet, âciz kaldığını ve zayıflığını haber vermek.
Su kabının ağzını açmak.
Şikayet.
Şikâyet, sızlanma.
Şikayet, sızlanma.
(Arapça)
Şekvâ etmek:
Şikayet etmek.
(Arapça)
Şekvâ eylemek:
Şikayet etmek, sızlanmak.
(Arapça)
Şikayet.
şekva eden / şekvâ eden
Şikâyet eden.
şekva etme / şekvâ etme
Şikâyet etme.
şekvacı / şekvâcı
Şikayetçi.
şekvalanmak / şekvâlanmak
Sızlanmak, şikayetçi olmak.
şekvalı / şekvâlı
Şikayetli.
şekvaname / şekvâname / şekvânâme
Şikâyet yazısı.
Şikâyet mektubu, yazısı.
şekve
Şikâyet etmek.
Siyahça oğlak derisi.
şika
(Tekili: Şekve) Şikâyetler, sızıltılar.
şikayat / şikâyât / شكایات
(Tekili: Şikâyet) Şikâyetler.
Şikâyetler.
Şikayetler.
(Arapça)
şikayet / şikâyet / شكایت
Sızlanma, şikayet.
(Arapça)
şikayetname / şikâyetnâme / شكایت نامه
Şikayet mektubu.
(Arapça - Farsça)
Şikayeti konu alan yapıt.
(Arapça - Farsça)
şükat
(Tekili: şâki) şikâyet edenler, şikâyetçiler.
takahhül
Şikâyet etmek.
tazallüm
Bir haksızlıktan sızlanmak. Şikâyet etmek.
Birinin hakkını veya malını gasbetmek.
Mazlum olmak.
Zulmü kendi nefsine isnad etmek.
tazallüm-i hal / tazallüm-i hâl
Kendine yapılan bir hâlden, hareketten dolayı sızlanmak. Hâlinden şikâyet etmek.
tazallum-u hal / tazallum-u hâl
Mazlum olduklarını anlatmak, zulme uğradıklarını şikâyet etmek.
teşaki
(Şekvâ. dan) Birbirinden şikâyet etme.
Dertleşme.
teşekki / teşekkî
Şikayet etme.
(Çoğulu: Teşekkiyât) Şekvada bulunma. Kötü ahvalini ihbar ile şikâyet etme.
Şikâyet.
teşekki eden / teşekkî eden
Şikâyet eden.
teşekkiyat
Şikâyetler.
Şikayet etmeler.
teşekkiyat-ı firak / teşekkiyât-ı firâk
Ayrılıktan gelen şikayetler.
tezallüm
Birisinin zulmünden şikâyet etme.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
mevsuk
makam-ı mahbubiyet
Ger
sekebe
tuti
na-șad
mezbu
kema fi's-sabık
şehnaz
Şükür
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Şikayet
efya
Maksad
ayas
Çeviri
Ameri
İlgisiz
Boş vakit
muvazi
birçok şey