Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Çeşm
ifadesini içeren
27
kelime bulundu...
a'ver
Tek gözlü. Bir gözü kör. Yek-çeşm. (Âhirzamanda gelecek Süfyan adındaki bir zâlimden "Aver" diye rivayetlerde bahsedilmesi, sadece dünyayı görecek bir gözü olduğu ve âhireti görecek imân gözünün olmadığından kinayedir.)
a'yün
(Tekili: Ayn) Gözler, aynlar.
Çeşmeler, pınarlar. Menba'lar.
akem
Vergisi olmayan emlâk. Türbe, cami, köprü, çeşme gibi.
aska' / askâ'
(Tekili: Suk) Çeşme duvarlarının bölmeleri.
Bölgeler.
ayn
(Çoğulu: A'yan-A'yun-Uyûn) Göz.
Pınar, kaynak. Çeşme.
Tıpkısı, tâ kendisi.
Zât.
Eşyanın hakikatı.
Kavmin şereflisi.
Diz.
Altın.
Nazar değme.
Casus.
Her şeyin en iyisi.
Muayene etmek.
Çeşme, güneş ve göz anlamlarına gelen Arapça kelime.
ayn-ı hamie
Çamurlu çeşme.
bülag / bülâg
Pınar, çeşme.
(Farsça)
çeşman
(Tekili: Çeşm) Çeşmler, gözler.
çeşme / چشمه
Pınar.
(Farsça)
Çeşme.
(Farsça)
çeşme-i rabbani / çeşme-i rabbânî
Her şeyin Rabbi olan Allah'ın çeşmesi.
çeşme-i rahmet
Rahmet çeşmesi.
dide
Göz, ayn, çeşm.
(Farsça)
Görmek.
(Farsça)
Gözcü.
(Farsça)
Göz bebeği.
(Farsça)
Göz ucu.
(Farsça)
fertute
Kadın esirler hakkında kullanılan tâbirlerdendir. Esir edilen kadınlar hakkındaki diğer tâbirler şunlardır: Mâriye, ümmülveled, acuze, duhter, yekdest, yekçeşm, mâyube.
hav'eb
Basra yakınında bir mevkinin adı.
Çeşme.
Geniş dere.
Pek büyük kova.
izafet-i maklub
Ters çevrilmiş terkib. Muzaf-un ileyh ile muzafın yer değiştirmesi olup, böylece birleşik isim ve sıfatlar yapılır. Bu terkibler semâidir; işitilmekle öğrenilir, bir kaideye bağlı değildir. Her terkib bu şekle sokulmaz. Meselâ: Tâb-ı meh: Meh-tâb: Ay ışığı. Çeşm-i âhu: Ahu-çeşm: Ceylân gözlü. Nazar-
lule
Çeşme, musluk gibi şeylere takılan küçük boru.
(Farsça)
Lüle. Halka gibi dürülmüş şey.
(Farsça)
midae
Kırba. Deriden su kabı. İbrik. Matara.
Çeşme lülesi.
Abdest alınan yer.
rehv
(Çoğulu: Rahâ) Yüksek mekân, yüksek yer.
Alçak, çukur yer, (içinde su toplanır)
Mahalle içinde, yağmur suyu ve çeşme suyu akan ark.
Üveyik kuşu.
Arası açılmış ve ayrılmış.
şadırvan
Etrafında bulunan bir çok musluklardan ve bir fıskiyeden su akan havuz tarzında kubbeli çeşme. Şadırvanlar daha ziyade cami avlularında halkın abdest almaları için yapılırdı.
Etrafı musluklu kubbeli çeşme.
sahib-i hayrat / sâhib-i hayrât
Câmi, yol, çeşme vs. gibi hayırlı işler yapıp bırakmış kimse. Hayrat sâhibi.
selsebil
Cennet'te bir çeşme veya ırmak.
Mc: Tatlı, lâtif, leziz su.
Cennetteki bir çeşme veya ırmak.
serçeşme
(Çoğulu: Serçeşmegân) Çeşme başı, su başı. Pınar.
(Farsça)
Pir, şeyh. Baş.
(Farsça)
(Tanzimattan evvel) yardımcı askerlerin maddi işlerine bakan kimse.
(Farsça)
tebuk
Hicaz'ın kuzey tarafında Medine-i Münevvere'den Şam'a giden yolun ortasında bir yerdir ve Peygamber Efendimizin son gazvesinin yeri olmakla meşhurdur. Tebuk'te Peygamberimiz tarafından yaptırılan bir duvar bir hurmalık ve bir de çeşme var olduğu rivayet edilir.
tesnim
Hörgüçleyerek yukarı yükseltmek, terfi etmek mânasına masdar olup, yükseklik mânasıyla Cennet çeşmelerinden bir çeşmenin ismidir. İbn-i Abbas'tan rivayet edildiğine göre Cennet meşrubatının en yükseğidir.
yalak
Hayvanların su içmelerine mahsus içi oyuk kütük veya taş. Çeşmelerin musluğu altına konulan tasa da bu ad verilir.
yenabi'
(Tekili: Yenbu') Kaynaklar, pınarlar, çeşmeler.
Kedi yavruları.
yenabi'-i ulum / yenabi'-i ulûm
İlim kaynakları, çeşmeleri.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
ram olmak
münib
lev
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
halus
ram olmak
Hûfî
MERT
lev
teşhit
Bad
sâri
Saad
müşafehe
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Çeşm
sırası
Aslan
Çeviri
yazılış
mavi
LUGAT
atölye
Kuma
beklemek