Menu
İletişim
LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK
{ lügât . lügat . لغت }
Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.
Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "
OSMANLICA ARA
" ya da "
TÜRKÇE ARA
" butonlarına tıklayın.
İfadenin içinde geçtiği kelimeleri de göster.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük
'te
Åžimi
ifadesini içeren
12
kelime bulundu...
atebat / atebât / عتبات
Eşikler.
(Arapça)
Şiîlerin ziyaret yerleri Necef, Kerbela, Kâzımiye.
(Arapça)
bürhan-üt temanü' / bürhan-üt temânü'
İstiklâliyet, ulûhiyetin zâtî bir hassası ve zaruri bir lâzımı olduğuna dair ve şirkin butlanını isbat eden delil ki; eşyanın yaradılışı müteaddit ellere ve esbaba verilse, âlemdeki nizam bozulup karışıklıklar çıkacağını gösterir, isbat eder.
cephane
(Aslı: Cebehane'dir) Barut vesair yanıcı maddelerin konulup, muhafaza edildiği yer.
Yanıcı maddeler levazımı.
delalet-i iltizamiye / delâlet-i iltizamiye
Bir lâfzın vazolunduğu mânânın lâzımına zorunlu olarak işaret etmesi. Meselâ "ilâh" sözü zorunlu olarak "doğmamış, doğurmamış" mânâsına işaret eder.
ishan
Aslında kalınlık demek olan sihan ve sehânetten kalınlaştırmak demektir. Siklet de sehanetin lâzımı olmak itibariyle: "Falan kimseyi, hastalığı veya yarası ağırlaştırdı, yerinden kımıldatmaz etti." mânâsına "İshanehül maraz evilcerh" denilir. Harbde düşmanın esaslı kuvvetlerini iyiden iyiye vurarak,
lazım-ı mezhep / lâzım-ı mezhep
Mezhebe zorunlu olarak lâzım olan ve ondan ayrılması düşünülemeyen şey (meselâ, iktisat ilmi bir mezhepse, onun lâzımı matematik ilmidir. Çünkü matematik ilmi olmadan iktisat hesaplanamaz).
manay-ı iltizami / mânây-ı iltizâmî
Bir lafzın (sözün) asıl konulduğu mânânın lâzımı olan (ondan ayrılmayan) mânâ.
meunet
Birisinin ölmeyecek kadar yiyip içeceği.
Külfet.
Masraf. Bir şeyin toplamak, devşirmek, nakil ve boşaltmak ve saymak gibi levazımının teslim yerine kadar olan masraflarına denir.
nüşur
Neşirler.
Yaymalar, dağıtmalar.
Öldükten sonraki dirilmeler. (Nüşur, neşir gibi bâzan müteaddi, bâzan lâzım olur. Müteaddi olursa bir şeyi açıp yaymak mânasına gelir ki, lisanımızda neşr ve neşriyat ve menşur bu mânadandır. Bunun lâzımına intişar denilir, lâzım oldukları zama
rahl
(Çoğulu: Rihâl) Semer, palan.
Yağmurluk ve saire gibi yol levâzımı.
raht
(Çoğulu: Ruhut) Binek atlarına vurulan eyer, takım.
Pencere ve kapıların menteşe takımı.
Yol levazımı.
Döşeme ve ev takımı.
telvihat / telvihât
Maksadın lâzımı olan şeylerden bahsetmek sûretiyle yapılan kinayeler.
En Çok Aranan Osmanlıca Kelimeler
kut'ül amare
ruhban
münib
lev
ram olmak
şegaf
tercüman-ı beliğ
inantab
terceme
tercüme
En Son Aranan Osmanlıca Kelimeler
cuş u huruş
Vücud-u ilmi
Güngör
meraya
zain
Zaptiye
sefak
beşeriyet
Vahīm
Tabib
En Son Aranan Türkçe Kelimeler
Åžimi
yaklaşık
Parlak yildiz
özel s
saygısızlık
allah dostu
siret-i nebi
Tûl
beles
Ladi