REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BAŞLAR --> REKLAM ENGELLEMEYİ GERİ ALMA KODU BURADA BİTER -->

LUGGAT
OSMANLICA TÜRKÇE SÖZLÜK

{ lügât . lügat . لغت }

Arapça ve Farsça yazımları, Osmanlıca okunuşları 
ve detaylı açıklamaları ile birlikte.

Arama yapmak istediğiniz kelimeyi girip
karşılığını bulmak istediğiniz "OSMANLICA ARA" ya da "TÜRKÇE ARA" butonlarına tıklayın.
Türkçe - Osmanlıca Sözlük'te Şehirler ifadesini içeren 29 kelime bulundu...

akropol

  • yun. Eski Yunan şehirlerinde içinde saray ve tapınakların bulunduğu müstahkem tepe.

avasım

  • (Tekili: Asıme) Temiz, ismetli kimseler.
  • Hudut şehirleri.

babil / bâbil

  • Asurlular devrinde Irak'ta kurulan şehirlerden biri. Bağdat'ın aşağı tarafında bulunan ve büyücülüğünden dolayı, eski edebiyatımızda "Çeh-i Bâbil" olarak yer alan ve birçok dillerin meydana gelmesi bakımından da adı geçen "Bâbil Kulesi"nin bulunduğu ilkçağdan kalma bir şehir.

bilad / bilâd

  • Beldeler, şehirler, memleketler, kasabalar.
  • (Tekili: Belde) Beldeler. Diyarlar. Memleketler. Şehirler.

büldan

  • (Tekili: Belde ve Beled) Beldeler, şehirler, iller, memleketler.

burjuvalar taifesi

  • Şehirlerde yaşayan, özel imtiyazlardan yararlanan zengin grup.

ehl-i hadaret

  • Şehirlerde yaşayan. Medeni.

ehl-i hadaret ve medeniyet / ehl-i hadâret ve medeniyet

  • Şehirlerde yaşayanlar, medenîler.

ekasi-i bilad / ekasi-i bilâd

  • Uzak beldeler, en uzak şehirler.

emsar

  • (Tekili: Mısr) Büyük şehirler, beldeler, memleketler, kasabalar.

ermeni

  • Eskiden batı Asya'nın kuzey kısmında ve Avrupa'nın Asya'ya komşu olan bazı yerlerinde dağınık şekilde yaşayan bir milletti ki, İranlılar ve Romalılar tarafından birçok defa mağlub edilmeleri üzerine çeşitli yerlere dağılmışlardır. Ve bu dağılma sonucunda büyük şehirlere de yerleşerek san'at, kuyumcu

feth-i bilad

  • Beldelerin istilâsı, şehirlerin zabtı.

harraka

  • Eskiden düşman gemilerini veya düşman şehirlerini ateşlemek için, yakıcı âletlerle donatılmış olan harp gemisi.

hıfz-ı bilad u ibad

  • Şehirlerin ve şehir ahalisinin korunması.

istihkamat-ı muttasıla / istihkâmât-ı muttasıla

  • Bir birine bitişik ve bağlı olarak yapılmış olan sığınaklar olup, daha ziyade şehirlerin ve mühim mevkilerin etrafına yapılır.

kal'a

  • Kale. Eskiden yapılan büyük merkezlerin ve şehirlerin bulunduğu etrafı duvarlarla çevrili ve düşmanın hücumundan muhafaza edilen yüksek yerlerde inşa edilmiş yapı.
  • Çobanın çantası.
  • Hurma ağacının dibinden kesilen taze fidan.

karban-saray / kârban-saray

  • Kervansaray. Şehirlerde veya yol üzerlerinde kervanların ve yolcuların gecelemelerine mahsus büyük han. (Farsça)

karyeteyn

  • Mekke ile Taif şehirleri.

kaziye-i mahsusa

  • Man: Mevzuu yalnız bir fertten ibaret olup da hüküm onun üzerine olan kaziyyedir. Buna Kaziye-i şahsiyye dahi denir. "İstanbul en büyük şehirlerin birincisidir" gibi.

medain

  • Şehirler.
  • (Medayin) Şehirler, medineler. Büyük memleketler.
  • Şimdi harabe olup İslâmiyyetten evvel yaşamış Kisralıların Nuşirevan zamanında kurdukları merkez-i hükümetleri olan büyük şehir. Peygamber Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm'ın doğduğu gece bu şehirdeki büyük sarayın eyvanları yıkılm

medayin

  • Şehirler.

medine

  • Şehir.
  • Eski adı Yesrib olan ve Peygamberimizin türbesi bulunan Hicaz şehirlerinden.

mısran

  • Basra ile Kufe şehirleri.

müdn

  • (Tekili: Müdün) (Medine) şehirler. Medineler.

müdün

  • (Tekili: Medine) şehirler, medineler.

müdün-i cesime

  • Büyük şehirler.

tedvih

  • Şehirler gezmek.

türkistan

  • Türklerin anayurdu olan ve Hive, Fergana, Taşkent, Buhara, Semerkant ve Kırgız şehirlerini içine alan büyük bölge.Doğu Türkistan bugün Çin'de, Güney Türkistan ise Afganistan'da, büyük parçası olan Batı Türkistan ise Rusya'da kalmaktadır. (Farsça)

ümmü'l-kura

  • Şehirlerin anası, Mekke-i Mükerreme.

 

Bağış Yapmak İçin Tıklayın